top of page

Yumurta Savaşları

cokgezenhk

Altının keşfi Amerika kıtasına zenginliği getirmiş olsa da bu keşif yolculuğunda yaşanan talihsiz ve acımasız olaylar tarihe unutulmayacak olan notlar düşülmesini sağlamıştır. Nede olsa zenginlik başa bela dostlar.

Altına Hücum San Francisco'ya daha fazla yerleşimci getirdikçe, benzer renkte başka bir madde üzerinde savaşlar patlak verdi: uzak bir deniz kuşunun yumurtasının sarısı.

1848'de Sutter's Mill'de altının keşfi, Amerikan tarihinin en büyük toplu göçlerinden birini tetikledi. 1848 ve 1855 arasında, altın bulma umuduyla dünyanın her yerinden yaklaşık 300.000 servet avcısı Kaliforniya'ya akın etti. Gemiler, altının peşine düşenler, girişimciler ve suçlular San Francisco Körfezi'ne akmaya başladı. Altın madenlerine açılan kapı olarak San Francisco, dünyanın en hızlı büyüyen şehri oldu. 1848 keşfinden sonraki iki yıl içinde, San Francisco'nun nüfusu her yıl altın tarlalarına giderken yüz binlerce madencinin şehirden geçmesiyle birlikte inanılmaz rakamlara ulaşmıştı. Bu düzensiz büyüme, bölgede sınırlı sayıda yapılmakta olan tarım endüstrisini zorladı. Çiftçiler aç insan akınına ayak uydurmak için mücadele etti ve gıda fiyatları fırladı. Kasabalar tüm aç erkek işçileri besleyecek altyapıya sahip değillerdi. Tavuk yumurtası özellikle kıttı ve bugün 30 dolara eşdeğer olan 1,00 dolara mal oluyordu. Bir gazeteci 1881'de "San Francisco ilk kez bir şehir olduğunda, en büyük mutsuzluk yumurtalar içindi" diye yazmıştı. Durum vahim durumlara ulaştığında, marketler gazetelere “yumurta aranıyor” ilanları vermeye başladı. The Sonoma County Journal'daki 1857 tarihli bir reklamda şunlar yazıyordu: "Aranıyor. En yüksek bedelin ödeneceği Tereyağı ve Yumurta.”

Yumurtanın bulunamaması ve üretim zorluğu girişimcileri alışılmadık bir kaynağa çekti: Golden Gate Köprüsü'nün 26 mil batısında Farallon Adaları olarak bilinen 211 dönümlük bir takımada topluluğu. Adalar insanlar için fiziki koşulları sebebiyle barınak olmamasına rağmen göçmen deniz kuşları için doğal barınak görevi görmekteydi. Adalar kuşlarla dolu olduğu için üzeri bembeyaz gözükmekteydi. Bu durumu ilk fark eden ve adalara çıkan kişi ise Doktor Robinson adlı girişimci bir eczacıydı. O ve kayınbiraderi Farallones'a gitti ve yuvalama alanlarına baskın düzenledi. İkili San Francisco'ya dönüş yolculuğunda yumurtalarının yarısını kaybetmesine rağmen, kalan yumurtaların satışından 3.000 doları cebe indirdi. Bu zorlu yolculuktan zar zor sağ çıktıktan sonra, adamlar bir daha adalara geri dönmemeye yemin ettiler. Ancak başarılarının haberi hızla yayıldı ve neredeyse bir gecede adalar yumurta avcıları ile kaynamaya başladı. Fakat bu durum göründüğü kadar kolay değildi. Görevin standart yumurta avından çok daha tehlikeli olduğu ortaya çıktı. Yumurtacılar, kuş yuvalarına ulaşmak için dikenlerle dolu kayaları aşmak, sarp kayalıklara tırmanmak ve açgözlü ve saldırgan martıları savuşturmak zorundaydılar. İpten ve paslı çivilerden yapılmış el yapımı kramponların yardımıyla bile kazalar ve yaralanmalar yaygındı. 1858'de Daily Alta California , bir yumurta avcısının "bir uçurumun kenarındaki martı yuvasını soyarken elinin kayıp düşmesi sonucu aşağıdaki kayaların üzerinde parçalara ayrıldığını" bildirdi. Birkaç çeşit kuş yumurtası bulunan adada en çok tercih edilen ise Murre isimli bir deniz kuşunun yumurtalarıydı. Yaklaşık 40 yıllık zaman diliminde 14 milyon Murre yumurtası kente gönderildi. Yumurta kıtlığından ortaya çıkan bu yeni iş alanı kısa zamanda büyük ve kanlı mücadeleler verilmesine yol açacaktı. Dönemin toprak kapma anlayışına uygun olarak, 1851'de altı adam Farallones'a yelken açtı ve mülkiyet hakkı ile kendilerini sahip ilan etti. Yuvalama alanlarının münhasır haklarını talep eden Pasifik Yumurta Şirketi'ni kurdular.

Oluşturulmak istenen bu tekele, Birleşik Devletler Topografya Mühendisleri tarafından adalara giriş izni verilen bir grup İtalyan balıkçı da dahil olmak üzere rakip yumurtacılar tarafından şiddetle meydan okundu. İşleri daha da karmaşık hale getirmek için, 1859'da federal hükümet adaları bir deniz feneri için tahsis etti. Tüm bu çelişkili iddialar, Farallone'lar üzerinde on yıllarca süren acımasız bir güç mücadelesine dönüştü. Yumurta mevsimi olan Mayıs Temmuz ayları arasındaki sekiz hafta yumurta savaşı olarak bilinen yıllık bir deniz savaşına dönüştü. Rakip çeteler arasında sürekli olarak, tehditler ve top mermilerinden bıçaklama ve silahlı çatışmalara kadar gaddarlık ve vahşilik içeren cinayetle sonuçlanan kavgalar patlak verdi. Üstelik mücadele adalarla sınırlı kalmıyor deniz üzerinde tekneler kaçırılıyor ya da batırılıyordu. Yerel hükümet olayları yatıştırmak için başkente defalarca yazı yazmasına rağmen ciddiye alınmayınca olaylar daha da fazla büyüdü. Sonuç olarak, Farallone'larda görev yapan bekçiler çapraz ateşte kalarak hayatlarını kaybettiler. Daha sonra çeteler adaların kontrolünü ele geçirdiler ve bekçilerin ve devleti adalardan sürdüler. Bu kadar gerilim 1863 yılında İtalyan gemicilerin adaya saldırması ile patlak verdi. Ateşli silahlar ve top mermilerinin havada uçuştuğu saldırı sonrası İtalyanlar adadan çekildiğinde ise ortada sadece yaralı ve ölüler vardı. Hükümet bu duruma el koyup Pasifik yumurta şirketinin üstünde yeni bir tekel kurulması izni verdi. Adalardaki onlarca yapıyı yıktırıp bu esnada vahşi yaşama inanılmaz ölçüde zarar verildi. Fakat bu şirketi durdurmadı. Şirket, 1879'da, bu sefer bölgede bulunan fokları ve deniz aslanlarını yağa dönüştürmeye başladıktan sonra tartışmalar daha da alevlendi; Artık adalar kaynayan balina yağı fıçılarını ve sinek yüklü leş dağlarını içeren bir dumanla kaplıydı ve bu tüyler ürpertici bir süreçti. Üstelik devletin koyduğu hiçbir kurala uymayıp daha da ileri giderek görevlileri öldürmeleri şirketin sonunu hazırladı. 23 Mayıs 1881'de Birleşik Devletler ordusu Pasifik Yumurta Şirketi'ni adalardan çatışmalar ile zorla tahliye etti. Bu olaydan kısa bir süre sonra bütün Murre avcılarını yıkacak yeni gelişme oldu bölgede. San Francisco’ nun 38 mil kuzeyindeki Petaluma'da açılan tavuk çiftlikleri 40 yıllık bu mücadelenin sonu oldu. Yumurta maliyetlerinin inanılmaz derecede düşmesi adalara olan ilgiyi bitirdi. Sonuç itibari ile Kırk yıllık düzensiz yağmanın ardından, Farallones'deki kuş popülasyonu tahmini 400.000'den 60.000'e düştü.

Bugün hala bölgedeki kuş nüfusu maalesef bir asır öncesinin dörtte biri durumunda. Yumurta savaşları bitmiş olabilir ama izleri maalesef hala devam etmekte.


91 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Sor Bana Pişmanmıyım?

Başlangıç; Hz İsa’nın yanına zina yaptığı iddia edilen bir kadın getirilir. Toplum kadının suçlarını kabul edip idam edilmesini ister....

Comments


bottom of page