top of page

Maastricht'te bir gün...

cokgezenhk

Hollanda’yı nasıl biliriz sorusunun cevabını kanallar, bisikletler ve laleler diyarı olarak veririz çoğunlukla. Gerçekten de Hollanda suyun ve toprağın ülkesidir. Yaşayan herkes bu iki unsurun önemini bilir ve öyle yaşar bu güzel ülkede. Uçaktan baktığımızda yukarıdan gördüğümüz o düzenli tarım alanları ve kentler aşağıda aynı şekilde devam eder. Sokaklarında dolaşmaya başladığımız zaman ise aslında tarihinde aynı oranda korunmaya çalışıldığını ve modern yaşamın tarihi doku ile birlikte süregeldiğini açıkça görmekteyiz. Sanırım Hollanda kentlerinde beni en çok etkileyen şey tarihin günlük yaşamın bir parçası olması ve modernleşme adı altında tarihi yok sayma ve hatta yok etme derdine düşmemiş olmaları oldu.

Amsterdam doğal olarak turizmin kalbi konumunda. Kanalları, dar sokakları, eğlence mekanları ve tarihi ile dünya turizminde bir marka zaten. O ağzımıza pelesenk olmuş ama asla uygulayamadığımız sürdürebilirlik kavramı için çok güzel bir örnek. Bir çoğunuzun gördüğü ve bildiği bir kent dolayısı ile oradan biraz uzaklaşıp farklı noktalara gitmek bizim için iyi olabilir.

Hollanda’ya gidiyorsanız ülke içi ulaşım harika bir tren yolu sistemi ile birbirine bağlanmış durumda sürekli ve aksamayan tren seferleri ile alternatif rotalar oluşturup kentler arası ve hatta ülkeler arası dolaşabilirsiniz. Bizim artık kara yolunda çok kullanmayı tercih etmediğimiz otobüs seferleri ile Avrupa’da birçok ülkeye seferde bulunabiliyor. Bunun dışında bisiklet bu ülkenin olmazsa olmazı. 32.000 kilometreden fazla bisiklet yolu ve rotaları ile Hollanda gerçek bir bisiklet ülkesidir.

Maastricht, güney ve batıda Belçika ile doğuda Almanya arasında yer alan Limburg eyaletinin başkentidir. Belçika sınırında ve Meuse Nehri'nin her iki tarafında Almanya'dan çok yakın bir konumda yer alan bu şehir, zengin tarihi ve kültürüyle tanınan çok güzel bir kent. Tren garından çıktığınızda sizi tarihi sokaklar karşılıyor. Maastricht, Hollanda'nın Nijmegen ile birlikte en eski iki kentinden biri konumunda. Roma döneminden beri sürekli olarak iskan edilmiş, bir Roma yerleşiminden dini bir merkeze, bir garnizon şehrine ve erken bir sanayi şehrine dönüşen bir kent. Meuse nehrinin stratejik konumu sebebiyle çağlar boyunca saldırılara uğramış en sonunda da kitaplara ve filmlere konu olan nehir üzerindeki köprüler dolayısı ile ikinci dünya savaşı sırasında Müttefik ve Alman güçlerinin ağır çatışmalarının yaşandığı nokta durumunda burası. Özellikle benim gibi İkinci dünya savaşı meraklılarının özel rotalar oluşturup gezebileceği bir hat burası Hollanda-Belçika ve Almanya.

Nehir üzerinde sürekli olarak gezinti tekneleri ve gemileri bulunmakta bunlara binerek keyifli bir nehir turu atmak mümkün.

Maastricht diğer Hollanda kentlerinde olduğu gibi harika kiliseler ve katedrallerin olduğu bir şehir, özellikle şehrin içinde yer alan Aziz Servetus bazilikası ve hazineleri , Van Onze (Deniz Yıldızı Meryem Ana) Kiliseleri Romanesk dönem kiliseleri olarak göze çarpmakta. Kiliselerin içinde yer alan tarihi sanat eserleri ahşap işlemeciliği gerçekten harika durumda. Her iki Bazilikanın hayranlık uyandıran karışık mimarisi gerçekten ilgi çekici. Romanesk, Barok ve Gotik tarzların bir karışımı bu yapılar kent merkezinde bulunmakta.


Kentin ara sokaklarında dolaşırken ufak dükkanlarda aradığını birçok şeyi bulabilmek mümkün. Zaten Maastricht pazarları ile ünlü bir kent aynı zamanda. Antika, mobilya ve taze gıda ürünleri için haftanın belirli günlerinde pazarlar kurulup alışveriş imkanları yer almakta. Cuma günleri kurulan Balık pazarı, haftanın iki günü kurulan Organik Pazar ve Cumartesi günü kurulan bit pazarı en ünlü pazarları.


Kent bir kültür ve sanat kenti. Dünyaca ünlü orkestra şefi Andre Rieu, kentin gururu durumunda. Burada doğmuş olan şefin bizim gittiğimiz tarihte kendi kurmuş olduğu orkestrası olan Johann Strauss ile kentte konseri vardı ve biletler tükenmişti. Kentte bulunan Bonnefanten müzesi farklı dönemlere ait eşsiz sanat karışımıyla bilinen bir yapı. Müze bir yandan 1200'den 1600'e kadar uzanan etkileyici bir sanat eseri koleksiyonu sergiliyor. Diğer yandan modern ve çağdaş sanat da eserleri de müzede yer almakta. Müzenin Birinci katında, İtalyan, Flaman ve Hollanda resminin yanı sıra müzenin geniş Ortaçağ heykel koleksiyonunu bulunmakta. İkinci katta ise, Amerikan Minimalizmi, İtalyan Arte Povera ve Konsept Sanatına odaklanan çağdaş sanat eserleri sergileniyor.

Tarih ve yaşam demişken şehirde gezerken muhteşem bir kitapçı ile karşılıyoruz, eski Dominik kilisesinin içine kurulmuş olan Dominicanen, bir kitapçıyı gezerken kitaplardan rol çalan mimari yapısı ile nefis bir ortam özellikle gitmenizi tavsiye ederim.

Mutfak kültürü bölgede gelişmiş durumda kent içinde birçok kaliteli restorana rastlamak (Michelin yıldızlı olanlarda var) mümkün. Hollanda ve Belçika birası ile ünlü ülkeler ve bira kültürü fazlasıyla buralarada hakim durumda. Maastricht bir zamanlar birçok şehir bira fabrikasına sahip olmakla bilinirdi ancak Brouwerij Bosch kalan tek bira fabrikası. 1970 yılına kadar eski sistem üretimine devam etmiş şu anda gezmek, alım ve tadım yapmak için en uygun yer konumunda.

Bisschopsmolen, Hollanda’nın en eski su değirmeni olarak biliniyor şu anda halen aktif durumda ve burayı ziyaret ettiğinizde fırından taze çıkan ekmeklerden yiyip kendi ekmeğinizi yapmak için un satın alabiliyorsunuz.

Hollanda’nın en iyi üzüm bağları Maastricht’te yer almakta. Roma döneminden beri bölgede şarap üretimi yapılıyor. Şehrin hemen dışında Limburg tepeleri olan bilinen ve Jeker vadisinde bir çok üzüm bağı bulunmakta. Bu bağları ziyaret ettiğinizde burada üretilen Pinot Noir, Riesling ve Müller-Thürgau'nun tadına bakabilirsiniz.





Maastricht bilinenden öteyi merak edenler için harika bir kent bence. Tarihin doğa ile harmanlandığı ve gideni mutlu eden bir kent. Yolu Hollanda’ya düşecek dostlar için huzurla gezebilecekleri bir rota. O zaman şimdiden sizlere iyi gezmeler dostlarım…


127 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Sor Bana Pişmanmıyım?

Başlangıç; Hz İsa’nın yanına zina yaptığı iddia edilen bir kadın getirilir. Toplum kadının suçlarını kabul edip idam edilmesini ister....

Comments


bottom of page