Katakekaumene adını duyduğunuz an aklınıza ilk olarak Hawaii civarlarında volkanik bir ada olabilir burası düşüncesi gelebilir. Ortak nokta volkanik kelimesi olan bu güzel yer aslında Manisa'nın 118 km doğusunda kalan İlçesi Kula'nın tarihteki adı. Yanık, yanmış Arazi’’ anlamına gelen bu ifadeyi, Amasyalı Strabon ve diğer antik yazarların eserlerinde görebilirsiniz. Strabon bölgenin tasvirini yaparken ‘’Kalite bakımından rakiplerinden hiç de geri kalmayan Katakakekaumene şarabının üretildiği bağlar dışında, her taraf çoraktır’’ demiştir. Farklı yazarların eserlerinde belirtilen çukurların ve ateş parlamalarının aslında volkanik patlamalar olduğu ortadadır.
İzmir'e 147 km uzaklıkta olan bu güzel ilçeye demiryolu ya da karayolu ile ulaşmak mümkün. Denizden Yüksekliği 720 metre olan ilçede karasal iklime yakın bir iklim gözükmekte.
İlçe' de Kula evleri 18. yy da Osmanlı İmparatorluğu’nun gücü altındaki hemen her bölgede karşımıza çıkan ve Türk evi olarak tabir edilen ahşap evlerdir. Gerek plan, kuruluş ve gerekse ahşap, alçı ve kalem işi gibi zengin sistemleriyle bu dönem Osmanlı sanatının başarılı örnekleridir. 19, yy da devam eden yapı tipiyle Kula tipik bir Osmanlı Kent dokusuna sahiptir. Evde bulunan kadının yaşamına göre tasarlanmış olan evler Anadolu'da sıkça rastladığımız ailenin bir arada yaşadığı konak formunu yansıtmaktadır. Kentin sıkışık dokusu dar sokakları buranın aslında bir kale içi kent olduğunun işaretlerini göstermektedir bizlere. Meydan gibi geniş alanların bulunmaması evlerin yan yana dizilmiş görüntüsü bu görüşü doğrulamaktadır. Tarihi kula evlerini gezerken her evin mutlaka sokağa bakan bir penceresinin var olduğunu göreceksiniz. Kısaca hayat, sokak ve bahçe arasında yaşanmaktaydı Kula'da. Bu noktada gittiğiniz de göreceğiniz en güzel örnek Kula Kültür evi müzesidir.
Peri bacaları her ne kadar Kapadokya bölgesi ile özdeşleşmiş olsa da Kula coğrafyasında önemli yer tutar. Peri bacalarının yer aldığı; Burgaz Volkanit bölgesi kuzey doğuda Burgaz köyü ile Gediz nehrinin iki yanında yer alır .Bu platoda yüzeydeki lav kalıntılarının kalınlığı yer yer 30-40 metreye ulaşmaktadır. Görüntü itibari ile Peri Bacalarından farksız olan bu katmanlar özellikle fotoğraf meraklıları için harika görsel oluşumlardır. Kısaca Ege bölgesinin de bir Kuladokya'sı bulunmaktadır.
En eskisi 300.00 yıllık olan volkanik akıntıların hala görselliklerini koruyor olması özellikle Divlit tepe bölgesinde bulunan akıntı kalıntılarının yeniymiş gibi gözükmesi bölgenin volkanik görüntüsü açısından önemli yer tutmakta.
Ayrıca Demir köprü baraj gölü yakınlarında yine bu döneme ait ilkel insan ayak izleri, zamanımıza kadar korunarak kalabilmişlerdir ve bugün alınan örnekler dünyadaki çeşitli müzeleri süslemektedir. Bu ayak izlerinin yaklaşık 12.000 yıllık olduğu sanılmaktadır.
Bölgenin jeotermal yapısı dolayısı ile çok fazla mağara oluşumu yer almakta. Bunların tescili için başvurular yapılmış olup yakın süreçte mağara meraklıları için ilginç keşif rotaları ortaya çıkacaktır.
'Kral’da, dilenci de aynı iştahla acıkırlar demiş' Montaigne. Bir coğrafyayı gezerken olmazsa olmazımdır yemekleri. Tadını almadan, karnını doyurmada yola çıkmayacaksın. Bu noktada Kula zengin sofra kültürü ile ön plana çıkıyor. Elliden fazla yemek çeşidi ile göze kadar damaklara hitap eden bir coğrafya burası.
Tavsiye edebileceğim yöresel yemekler ise kapama, oğlak dolması, kıymalı su böreği, yuvarlak, susam böreği, şekerli pide, döndürme ve yöresel pidelerdir.
Karnımızı doyurduktan sonra Kula'dan yaklaşık 57 km mesafede bulunan Sart 'a (Sardes) doğru yola çıkıyoruz. Hepimizin vazgeçemediği lakin bir o kadar da bulan hakkında çok iyi şeyler düşünmediği tarihteki paranın ilk basıldığı kenti göreceğiz. Karun kadar zengin sözünün kaynağı olan kent Lidya'nın son kralı Karun'un yaşadığı şehir ve başkent aynı zamanda.
Şehrin en önemli özelliklerinden biri Ünlü Kral yolunun başlangıç noktası olması. Kente girdiğimizde ayakta kalan yapı Kütüphane ve kral tahtları en net görebileceğimiz yapılar.. 1910 yıllarında başlatılan kazı çalışmaları halen devam etmektedir. Gün yüzüne çıkarılan Artemis Tapınağı, Akropol, Roma Hamamı, Sinagog ve Gymnasium ile ekleri, tarihi bilgilerinizi ve görsel güzellik kavramınızı size sorgulatacak kadar etkileyecektir. Kentin güneyinde bulunan Bin Tepeler bölgesinde bulunan 85 adet soylu mezarı özellikle fotoğraf çekmek için bölgenin cazibe noktası durumunda..
Gezgin için rotada alışılmışın dışına çıkmak kadar normal bir şey yoktur. Kula
![](https://static.wixstatic.com/media/f5acb8_88947302c003478c8a1f4cb21d5a152d~mv2.jpg/v1/fill/w_700,h_525,al_c,q_85,enc_auto/f5acb8_88947302c003478c8a1f4cb21d5a152d~mv2.jpg)
- Sardes rotası farkındalığını arttırmak peşinde olanlar için biçilmiş kaftan .
O zaman yapmamız gereken şey karnımızı doyurup yola koyulmak...
Comments