top of page

Kader..

cokgezenhk

Kader..

Coğrafya kaderdir. Bu sözü kimileri 14. yy düşünürlerinden olan İbni Haldun’un söylediğini dile getirir. Özet geçmek gerekirse ekolojik koşullar toplumun sosyolojik ve kültürel alt yapısının temellerini oluşturur. Bu sözün diğer sahibini ise ünlü Fransız komutan Napoleon Bonaparte olur. Kendisi bu sözü daha farklı bir anlam ile ifade etmiştir. ''Bir ülkenin politikalarını onun coğrafyası belirler” diyerek ülkenin bulunduğu coğrafyanın devletlerin siyasi hamleleri, toplumsal refahı ve yaşam tarzları üstünde nasıl etkin bir faktör olduğunu bize gösterir. Günümüzde coğrafya, kader ve politika bu üçü yanyana geldiğinde çok iç acıcı şeyler çağrıştırmıyor sanırım. Özellikle yaşadığımız coğrafya ve yakınlarında.

Bu yüzyılın son dönem seslerinden olan Fas' lı müzisyen Hindi Zahra ise bu konuyla alakalı biraz daha rahatlatıcı bir yaklaşımda bulunuyor. ''Coğrafya kaderinizi belirler, seyahat etmek kaderinizi değiştirir.''

Şahsi fikrim, seyahat eden insanın dünya ile olan bağlarının çok daha fazla kuvvetlendiği yönünde. Kadercilik üzerinden yola çıkan bir insan ise bunun tam tersini savunabilir. Kader senin seyahatindir aslında şeklinde.

İbn Battuta “Yolculuk önce seni sözsüz bırakır sonra da iyi bir hikaye anlatıcısına dönüştürür” der. İster kader olsun ister olmasın seyahat etmek insanının kendi iç dünyasında sorgulamayı, öğrenmeyi, gözün gördüğünden öte kafamızı çevirip bakmayı öğretir. Gittiğim şehirde üstünde yürüdüğüm yoldan yüzlerce yıl önce başka insanlarında yürümüş olduğunu bilmek. Yaşanılan olayları yaşamları ilk ağızdan duyabilmek ve anlayabilmek ne güzel şeydir aslında.

Yıllar önce Adıyaman'da gezerken Cendere çayı üstünde dolaştığımız köprünün Roma İmparatoru Septimius Severus zamanında Samsat’ta karargah kuran 16.Lejyon tarafından yapıldığını öğrendiğimde çok şaşırmıştım. İstanbul, Adıyaman, Doğu Roma üçlüsü arasında bağlantı kurmaya çalışırken yanımdaki rehber arkadaşım ''keşfetmenin en güzel yanı bu değil mi hayatta içinden çıkılamayacak en güzel şey tarih ve coğrafya'' demişti. Bunu ancak seyahat ederek yaşayabiliyoruz. Dünya teknolojinin esiri olmuşken hava durumunu , yol durumunu, her türlü bilgiyi tek bir tuşla görebilme şansına sahibiz. Fakat hiçbiri gerçekten görmenin, yaşamanın ve nefes almanın yerini tut

Düşünün, 1500 metre yükseklikte bulunan Sagalassos Antik Kentinde bir sabah, önünüzde uçsuz bucaksız bir manzara arkanızda Roma İmparatoru Marcus Aurelius zamanında yaptırılmış anıtsal bir yapı. Antoninler çeşmesi . 1800 yıldan beri var hala su akıyor ve siz bunu yaşama şansına sahipsiniz bu hayatta.

Saraybosna'da şehrin ortasından geçen Miljacka Nehri üzerinde bir çok köprü bulunur. Latin köprüsü bunlardan bir tanesidir. Üstünde durduğunuzda sizin kaderinizi o an için değiştirmeyecek ama dünyanın kaderini değiştirmiş bir olayın yaşadığı noktada bulunursunuz. Sırp milliyetçisi Gavrilo Princip, Avusturya tahtının varisi Franz Ferdinand’ı 1914’te kemerli taş köprünün kuzey ucunda gerçekleşen suikast sonucu öldürdü ve bölgenin ve dünyanın kaderini değiştirdi. 1 dünya savaşının fitilini ateşleyen olaydı bu.

Coğrafi şartlar ne kadar zorlu olursa olsun kader kelimesinin karşılığı insandır. Bunu iyi ya da kötü yapabilmek insanın kendisine bağlıdır. Bugün coğrafi olarak her türlü olumsuzluğu lehimize çevirecek olan zekaya ve kudrete sahibiz. Peki ya insan olmanın kaderi hakkında ne yapıyoruz bu kocaman bir soru işareti kanımca.

Dünyayı değiştirmenin yolu sanırım dünyamızı değiştirmekle başlıyor. Seyahat etmek, yol yapmak, keşfetmek ve bunu yaparken gidilen coğrafya ve insanlar ile bağ kurabilmek bu düşüncenin en büyük sağlaması. Yola çıkın dostlar kader hakkında iddialı olamam ama içinizde bir şeylerin iyi anlamda değişeceğinin garantisini veriririm.

Yolunuz açık olsun.


51 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Sor Bana Pişmanmıyım?

Başlangıç; Hz İsa’nın yanına zina yaptığı iddia edilen bir kadın getirilir. Toplum kadının suçlarını kabul edip idam edilmesini ister....

Comments


bottom of page